(Gitme Aşkların Mirası Yok, kitabından…)
YÜZÜNDE ŞİİR GİBİ
”Derinleşmesem affedebilirim seni. En kestirme yoldan gözlerinde olurum bir akşam. Mahcupluğunu örter çocukluğum; iyinle, kötünle öyle bir kucaklarım ki seni.
Çığlık çığlık susarım yüzünde, öfkem gözlerine haykırmasın diye.
Nefsinin ayıbına unuttururum diyeceklerini gururumun. Loş ışığa kalkan iki kadeh konuşur geceye. Dilim susar, gururum susar, masumluğum öyle bir donar ki gözlerinde.
Şehrin sessizliğine şiirler okurum uykudayken sen. Acımdan uyanır gece irkilerek, sen işitmezsin. Sözlerim damarlarına öyle bir akar ki, nasıl yandığını anlarsın canımın. Ben gurur ağlatacak sen miyim? Ben yüzünde hüzün gibi susarım senin.
Ayrılığın sevdirdiği saklambaç oyununda nerelere saklandığımı anlatırım sonra sana. Ve neden bir türlü beni sobeleyemediğini. Fırtınadan sağ çıktığımda buluttan güneş yağan günleri. Bugün asla, bir gün mutlaka diyerek ertelediğim sözleri… Terk edilmiş hislerimi, pıhtılaşan dünleri…
Ben yüzünde hüzün gibi susarım senin.
Güz sevgilim,
Sen uyursun, ben yüzünde şiir gibi kalırım senin.
Ben gurur ağlatacak sen miyim?
Ben yüzünde hüzün gibi, ben yüzünde şiir gibi susarım senin.”
SERAP ERSOY
(Ruhum Güneşten)
2010/Antalya
Her hakkı saklıdır. İzinsiz kullanılamaz.
Canım kardeşim Meral’e…